EMDR 1988 yılında Francine Saphiro isimli bir kadın psikolog tarafından keşfedilmiş bir durumun
psikoterapi haline getirilmiş uygulamasıdır. Bir üniversitede öğrenim görevlisi olan Saphiro, stresli
zamanlar yaşadığında parkta yaptığı yürüyüşlerin kendisine çok iyi geldiğini anlayıp bu konu ile ilgili
araştırmalar yapma kararı almıştır. Yaptığı araştırmalar sonucunda parkta yürürken etrafı izlediği
esnada gözlerinin yaptığı bu sağ ve sola bakma hareketinin beynimizin sağ ve sol lobunu aynı anda
çalıştırdığını keşfetmiştir. Bu sayede beynin mantık-duygu mekanizmalarının birlikte çalışması
sağlanarak durumlar karşısında daha işlevsel ve tutarlı sonuçlara vardığını anlamıştır.
Daha sonrasında bu durumun geçmişte yaşanmış olan kötü yaşam olayları üzerinde de pozitif
etkilerinin olduğunu anlayan Saphiro bu yöntemi bir psikoterapi uygulaması haline getirmeyi
başarmıştır. 30 yıldan beri pek çok psikoterapist bu yöntemi kullanmış ve geliştirmiştir. Artık çok iyi
biliyoruz ki, sadece göz ile değil, vücudun herhangi bir yerine sağ ve sol uyaran vermek de aynı etkiye
sahip! Bu demek oluyor ki günlük yaşantımızda yaptığımız pek çok aktvite beynimizin bu
mekanizmasını çalıştırmakta. Örneğin, yürümek, bisiklet sürmek, ütü yapmak, kitap okumak, yazı
yazmak, müze-sergi gezmek, denizi izlemek, yemek yapmak gibi… Elbette tüm bu aktiviteler
travmaları işlemek konusunda uygun olmayabilir.
Travmalarımız
Travmalarımız bize büyük stresler yaşatır. Bu travmatik olaylar sonrasında bile bu çeşitli etkiler
devam eder. Adeta zihnimizde yaralar açmış ve bilinçdışı çatışmalara sebep olmuş bu kötü yaşam
olayları, bizim günlük yaşantımızda büyük bir stres seviyesine maruz kalmamıza sebep olur. Stres ise
bizim aslında en büyük düşmanımızdır. Çünkü normalin üzerindeki stres seviyeleri, beynimiziin çeşitli
hayati kimyasal akışlarında sektelere ve hasarlara sebep olur. Bu hasarlar da daha sonrasında
vücudumuzun diğer hayati organlarında da sıkıntılar yaşamamıza sebebiyet verebilirler. Yani stres,
bizim yaşadığımız fiziksel rahatsızlıkların da bir numaralı sebebi konumundadır.
Kötü Yaşantı Olayları
Her insan hayatının belirli dönemlerinde kötü yaşantı olaylarına maruz kalmak zorunda kalıyor. Bu
durumlar karşısında bazılarımız çok daha kolay dayanabilir ilen bazılarımız da çok fazla
etkilenebiliyor. Bu konuda yalnız değiliz. Her birimizin hayatında zorlandığı durumlar ve olaylar
olmuştur. Bize düşen ise, günlük hayatımızın sağlıklı akışına engel olacak derecede bizi etkilemekte
olan bu travmatik durumların üstesinden gelme yollarına başvurmaktır. Böylece hayatımızı devam
ettirirken beynimizin daha rahat bir şekilde görevini yapması dolayısıyla vücut ve psikolojik
sağlığımızın da daha iyi derecelerde olmasını sağlayabiliriz.
Eğer siz de kendinizin geçmişte yaşadığınız olaylardan ötürü psikolojik veya fiziksel şikayetlere sahip
olduğunuzu düşünüyorsanız bir psikolog, psikolojik danışman veya psikiyatrist desteğine
başvurmaktan ve EMDR terapisi almaktan çekinmeyiniz. Kurumumuz İnci Psikoloji, EMDR konusunda
tecrübeli psikoterapistleri ile hizmetinize açıktır.